Pazartesi, Ekim 18

dururken düşünürken yitirirken...


Tanım: Birşeyi yapmak zor bozmak kolaydır...
En azından tek taraflı bu böyledir... Uzun zamandır beynimi kurcalayan canımı sıkan bir konu vardı. Sanırım hep olacak. Dün yine buna dair birşey yaşayınca yazmam lazım dedim. Kafamda kelimeler çuvalla ama birleşip cümle olamıyorlar...

Haksızlık
Dostluk ??
Anlayışsızlık
Bencillik
En azından en belirgin kelimelerim bunlar...

Dostluk nedir? Dostluk neydi? Dost kimdir? Ne yapar? Nasıl olması gerekir? Bunların bi cevabı var mıdır? Herkesin dostluğu kendine miydi? E o zaman bu bencillik olmaz mıydı?

Ben kelimelerime döneyim en iyisi;

Dostum sandığım birisi vardı hayatımda bi kaç aya kadar! Çocukken tanışmıştık. Tıpkı pek çok dostlukta olduğu gibi önce bi gıcıklık olmuştu sonra ortak bi paydadan kocaman bir arkadaşlığımız olmuştu. İlk orta lise üniversite ayrı şehirlerde farklı yüzlerde bambaşka olaylar heyecanlar, aşklar yaşadık ama hiç kopmadık. En mahrem sırlarımızı yine biz bildik sadece birbirimize anlatabildik. Gerçek dotslat tanrının bize vermeyi unuttuğu kardeşlerimizdir derdim ben ona... Öyleydi de bana göre...

Sonra iş hayatına atıldık... Ben ona yardım ettim benim çalıştığım şirketin farklı bir biriminde işe başladı. Ben ona ayrdım edebildiğim için çok mutluydum. Mutlu olacak iyi yerlere gelecekti. Suya sabuna pek dokunmayan ben sırf o işe alınsın diye baya bi koşturdum ortada... Sonra işe alındı. Çalıştığı yerin şartları daha zordu ve ben bunları ona anlatmıştım...  Ve zaten baştan buna razıydık ne kadar younda olsa iş işti ve geleceği olan bir birimdeydi...

Sonra ne oldu? Çok kötü olaylar yaşadı... Bir insan özellikle bir bayan için gerçekten çok zor şeylerdi yaşadıkları. İftirada oldu bunun içinde tehditte başka şeylerde. Tipik ayak kaydırma oyunları başına gelmişti aslında ama çok daha ağır bir şekildeydi bu sefer olanlar. Ben olayları dinlediğimde hiç bir zaman ondan şüphe etmedim ve hep arkasında oldum...

Sonra bir seszizlik oldu... Doğum günüm geldi o aramadı. Bekledim aramadı. Ben böyle şeylere çok takılan birisi değildim ama belli başlı kişiler vardı benim hayatımda ve onlar hep ararlardı aramazlarsa kötü bi durum vardı demekti bu. Ben mesaj attım geri dönmedi. yine aradım yine yine yine.. Kapı duvar olmuştu karşımdaki... Ne olduğunu bilmeden safca ondan haber bekledim. Yine bu şekilde bir mesajıma cevapla geri döndü: Zor günler geçirdiğini psikolojik destek gördüğünü geçmişinden kimseyle görüşmediğini kendisinin bana geri döneceğini söyledi...

Bekledim...
Bekledim...
sonra yine merak ettim. Çünkü içim rahat değildi o böyle zor günler geçirirken uzakta kalamazdım aradım mesaj attım.
Uzun bir cevap geldi yine aynı temalı. Zor günler geçirdiğini, tedavisinin geç cevap verdiğini anlatıyordu. Ve iyi olunca bana kendisinin geri geleceğini üstüne gitmemem gerektiğini söyledi...

O kadar ısrarıma yanında olayım demelerime bu şekiled cevap gelince beklemeye karar verdim. Bi kaç kere evine gitsem m,i diye düşündüm ama kocaman insanlardık ve ben geleceğim dediği için beklemeye karar verdim...

Bekledim
Bekledim...

Sonra birgün bir mail geldi... çok uzundu. Ben sevindim ondan haber gelmişti iyi olmuştu ve bana geri dönmüştü diye... Ama çok da öyle değildi aslında...

Mailde beni suçluyordu. Tüm o iftiralara inandığıma inanmış, bütün zorlukları bilirken onu nasıl olurda böyle bir ateşe atmışım uyarmamışım herşeyi bilerek yapmışım diyordu... Hepsinden sonrada o kadar zor günler geçirirken neden bi kere bile yanına gitmediğimi soruyor ve yine beni suçluyordu...

Şok oldum tabiri ilk defa cuk diye oturdu üstüme... Şok oluştum ekran karşısında. Beni hiç mi tanımamıştı? Benim ona ne kadar geüvendiğimi bilmiyor muydu? Benim onu böyle pis bir oyun içine sokabileceğimi nasıl düşünebilmişti? Bile bile ona kötülük yapabileceğimi nasıl düşünmüştü?

Mailde yeni işinden yeni çevresinden ve yeni dostlarından bahetmişti. Yeni??? Dostluk nasıl yeni olabilirdi ki?
Çocukluktan beri tanıdığı beni bi kerede böylesine acımasızca silebilirken, 3 gündür tanıdığı insanlara nasıl dost diyebilirdi ki? En çok bu gücüme gitmişti aslında. Bu kadar kolaymıydı?

Kolaymış diye düşündüm... Bi insanı bi dostluğu harcamak bu kadar kolaymış diyebildim... Candan Erçetin'in şarkısıydı dilime dolanan "sen hiç dostum olmamışsın meğer" diye. Fazla mı duygusalım diye düşündüm ama değildi...

Bu kadar sağlıksız düşünebilirmiydi diye düşündüm... Beni hiç mi tanımamıştı? bu sorular hala beynimi kurcalarken, kalbimin bi kenarı hep sızlarken o rahatmıydı?

Dün karşılaştım onunla. O ve annesiyle. Biliyorum aslında annesi beni hiç sevmemişti çocukluğumuzdan beri belkide... Dün karşılaştım onunla... Ortak gittiğimiz bir kuaför salonunda, ben görmedi arkam dönüktü ben aynadan syerettim onu ve annesini. Mutluydu! Annesiyle dergileri karıştırıp yeni işini ve tanıştığı insanları anlatıyordu. Bense birazdan beni gördüğünde neler olacağını düşünüyordum... Ne desem? Ne yapsam? Selam versen bi türlü vermesen bi türlü!!! Yine aynı sızı saplandı kalbime. Tüm benliğimi kapladı o aynı sancı... Harcanmış bir ben...

Sonra kalktım oturduğum koltuktan o ve annesi edrgiye bakarken tüm cesaretimi toplayıp "meraba nasılsın" dedim her zamanki samimi tavrımla... Belki en azından bi gülümseme çok görülmezdi bana... Sanırım ben hep bu yüzden kaybediyorum... Haala bi umut "belki" diyorum...

Aldığım cevap belkide ömrümde alabileceğim en donuk en acı veren cevaptı. Şaşkın donuk hissiz bir bakış ve "aaaa meraba" oldu. sonrasında" iyiyim sen" cevabı geldi. Ben iyi değildim o saatten sonra. Annesine de aynı şekilde hal hatır sordum,  montumu giyip çıktım oradan ardımda belkilerimi acabalarımı bırakarak...

Haala içimde bir sızı... Ama bu haksızlık öyle değil mi diye beynimi yiyen bir kalimero... Neden bana sorulmamıştı? Neden beni harcarken veya beni yargılarken bana sormamıştı??

Ben bu kadar değersizdim diye düşündüm düşünüyorum... Çok da basitmiş bir insanı harcamak silmek onun için bunu gördüm...

Ben yapabilir miydim aynısını?

Cep telefonumun ekranında bir resim var onun çok da büyük bir anlamı var en azından benim için. Çok ekre değiştirmek istedim ama her seferinde anladım ki bu değişmeycek birşey...

Resim bu;


 Adam asmaca... Genelde insanlar hayatlarında herhangi bir durum olduğunda ve o durumda bir kurban aradıklarında ilk seçilen ben olurum... Buluşulacaksa ertelenen ben olurum ekilen ben, Satışa gelen yine ben olurum... Bir de bunun ben herkesin herşeyine koşarken benim bi işim olduğunda bir anda herkesin işinin olması versiyonu var olur. Yani kısaca adam asmaca oynanırken ilk asılan hep ben olurum...

Yine yanıltmadı beni kafamdaki karabulutum...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

"kafan çok güzelmiş güle güle kullan"