Perşembe, Nisan 2

Ne diyoduk?

Heh kuşlarda kalmıştık en son okuyucu... Problemi çözdük ya da kendi içinde halletmiş bizim oğlan...

Şu el kadar bebeklerin okuyom ben yea, çalışıyom ben yea, kariyerim var benim saksı değilim ben çok kitaplar okudum diyen büyüklere öğretecekleri ders verecekleri ne çok şey var...

Hrant Dink'in eşinin söylediği "bir bebekten katil yaratan düzen". Ne kadar doğru demişti yıllar önce.

Denizle geçern her gün bunu birkez daha anlıyorum...
Saflık, masumiyet katıksız sevgi, güven bunların hepsi doğuştan gelen var olan şeyler...

İçten pazarlık hasetlik, güvensizlik birbirimize yaptığımız, içimizde bitirdiğimiz tükettiklerimiz!

Her seferinde insanlık dersi alıyorum şu 80 cm lik bebeden...
İyi insan olmanın erdemini. İyi kalabilmeyi iyilikte zarar gelmeyeceğini bir kez daha öğreniyorum.

Elinde kurabiyesini yere düşürüp almaya yeltendi Deniz pazar gezmemizde. Onu alma annecim kuşlara veririz dedim. Şair burada ince mesaj veriyordu kendince o el kadar bünyeye. Lokma ziyan olmaz, edilmez değerlendirilir. Kuşları besleriz, hayvanları severiz bunun gibi pek çok temalı şeyi vereceğimi sanıyordum ben aslında ama yanılmışım. Elinde kalan kurabiyesini havaya uzattı Deniz... Parmak uçlarına da kalkarak hem de! boyunun yettiği kadar yükseğe uzattı kuşlar yesin diye. Verir miydi bilemem önceki deneyimlerimizde genelde aç kaldı hayvanceğizler malum.

Amma velakin benim örnek insan olma dersimi yerle yeksan etti elindekini paylaşarak.

Akşamları uyutma seanslarımızda ( didişme, cebelleşme savaşma da denebilir) artık takatimin kalmadığı anlarda "hadi deniz kapat gözünü artık" dediğimde oyun sanıp ellei ile gözlerini kapatması kadar saf kalabilseydik bizlerde keşke. Dolaylı bir çok şey düşünmeden "ne demek istedi şimdi" demeden...






1 yorum:

"kafan çok güzelmiş güle güle kullan"