Çarşamba, Ekim 13

ben ve toplu taşın"ma"larım (2)

İneklik etme taksi tut (bunuda dedim ölsem gam yemem)
İett maceralarım hız kesmeden devam ediyor... Her sabah aynı saatte gelen otobüsü kullanıp, son durakta inince pek çok yüze aşina oluyorsunuz. Kim nerede iniyor az çok biliyorsunuz. Bende genelde benden önce inen mümkünse çok önce inen kişilerin raporunu çıkarmıştım... Sebep? Sabahın kör vakti az da olsa totom bi koltuk yüzü görsün derse sinir küpü olarak girmiyim idi.

Zaten iett lerde koltuk kapmak cenneten yer parsellemek gibi birşeydir bilenler bilir. bir koltuk boşalır ama bin talibi vardır kalabalıkları yararak o koltuğa oturan kişi büyük zafer kazanmışcasına gururludur... Kimi zaman o kişi ben olurdum da... Benimle aynı sınıfta olan ve benden baya durak önce otobüs boşken binen arkadaşımı gözüme kestirmiştim bir süre. Her sabah otobüse bindiğimde ilk işim tüm oturanları süzüpü arkadaşıma ulaşmaktı.  Arkadaşımı gördükten sonra itiş tepiş başına dikilip o uyurken çarpam numarasıyla dizine bi tepik atarak uyandırrıdım kendisini...

Gene mi sen bakışımı da yedikten sonra "çok uyudun sen kalk ben oturayım" deme yüzsüzlüğünü gösterip hop oturuverirdim koltuğa... Artık benden nasıl illet ettiyse iett seferlerimiz bittikten sonra facebooktan bana "len iett sapığı artık kullanmıyon mu 130u" diye bir msj attı. Benim yüzümden uyuyamadığını her an gelip dürtülecekmiş hissi taşıdığını söyledi... Sağolsun varolsun...

Koca otobüs herkes itiş tepiş zaten, yer bulmuşun otur di mi? Yok ben bi de bu keyfe kederlikle yer beğenmezlikte ederdim... Günlerden birgün şöförün arkasında birbirine paralel koltuklardan birine düştüm... Önümde sıra sıra insanlar bi tarafımda paravan darlandım haliyle. Duraklardan birinde insanlar aralanınca karşı koltuğumda uykularının kabusu olduğum arkadaşımı gördüm... Biri kalksa da yanına otursam diye fırsat kollamaya başladım.

Arkadaşım!!! Deli misin? Bulmuşun yer otur uyu durağa gelince in git di mi? Yok olmaz... Tamda istediğim oldu arkadaşımın yan koltuğu boşaldı, adamın biri oturmaya yelteniyordu ki sabahın köründe benden "durun oraya ben oturabilir miyim" diye bir ses çıktı. Şimdi diyosunuz ki nasıl oluyor bilmem ne. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır, az daha kassam tüm iett gel ufaklık buraya otur diyedebilirdi o derece... Neyse bi sıçrayışta arkadaşıın yanındaki koltuğa oturdum. Rahat durur muyum? Hayır... Bi omuz attım arkadaşıma garibim korkuyla uyandı "noluyo lan" dedi... "mehehe ben geldim len" dedim... Şapkasını burnuna kadar indirp beni tanımamazlığa verip son durağa kadar uyumaya devam etti...

Bu da böyle bir anımdır...

5 yorum:

  1. toplu taşımadan çook uzun yıllardır uzak yaşarım, kaçarım, kaçarım, kaçarım...
    yeni yeni hayatıma vapur girdi. tabii ki pek kıyaslanır bir yanı yok otobüs hayatıyla ama güzel hikayeler, yaşanmışlıklar katıyor insana :)

    ama istanbul gibi bir yerde otobüs hayatının ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum...

    YanıtlaSil
  2. Bi kerede vapurla toplu taşındım sabahın en yoğun saati "batar mı acaba" paranoyasına kapılmadım desem yeridir:)

    Güzeldir toplu taşınma ama ya dediğin gibi anlatacak şeyi oluyor insanın günün nasıl geçti sorusuna cevaben:))

    YanıtlaSil
  3. ama ben mümkün olduğu kadar uzak durdum otobüsten, hala da kaçarım dediğim gibi.. o kısımdan bi şey anlatmasam da dert etmem vallaha :))
    zamanında iş görüşmelerimi bile ona göre seçmiş, otobüs kullanmam gereken yerlere görüşmeye bile gitmemiştim, o derece yaniii

    YanıtlaSil

"kafan çok güzelmiş güle güle kullan"