Perşembe, Ocak 7

Savaş

Günaydın sevgili okur. Blog yazıları tarihimde bir ilke imza atıp karga henüz uyanmadan pireler dağılmadan bir yazı yazıyorum. Bir sebebi var elbet boşa değil. Çok büyük bir savaş veriyorum bugün beynimle.

Şöyle izah edeyim; şu uyku denen olgu ile oldum olası arayı düzeltemedik. Kendisini çok seviyorum ve fekat olmadık zamanlarda geliyor olmasına, geldiğinde bazı anlar bir türlü gitmemesine hatta uyanmış olduğumda bile inatla bünyemi terk etmemesine kılım. Hatta bazen düzenimi şaşıp azıcık geç uyuduğumda bile bünyemi alt üst edip sarhoş etmesine nasıl gıcığım bilemezsiniz.

Sabahları 05 50 de uyanıp sallana sallanah azırlanıp 06 20 de evden çıkıyorum. Uzuncana bir yol kat ettiğimden genelde servis ikinci yatağım oluyor hmencik uykuya dalıyorum. Aslında sorun tam burada başlıyor. O servisin uykusu nasıl derin nasıl güzel ise artık bir daha ayılamıyorum efenim. Çarpa çarpa yürüyorum, giriş kartımı turnikelere okutamıyorum vs vs. Her gün bi dolu komiklik geliyor başıma.

Ofise geldiğimde ise battaniyeden bozma şalımı yastık yapıp vuruyorum kafayı uyuyorum. O kadar erken çıkmamla doğru orantılı şirkete de o kadar erken geliyoruz ki bazen 07:15 i bulabiliyor bu saat. Haliyle mesai başlangıcına kadar uyumak hak oluyor bana (kendimce). Ama bahsettiğim gibi geldiğinde gitmediğinden uyansam da bünyemi terk etmediğinden ayılmak hak getire. Adım uykucuya çıktığından bir savaş ilan ettim beynime.

Bu sabah servise biner binmez uyumadım direndim. Taktım kulaklıkları gözlerimi açtım çakmak çakmak diktim dışarı. Yoldan geçen arabalar sayılacak kuzu misali geçselerde yanımızdan ben kaale bile almadım. Masama geldiğimde kulaklıkları çıkarmadan çalan şarkılara eşlik ederek beynimle savaştım. İnsan ekndi beyni ile bu kadar mücadele eder mi? Yazık değil mi bana?

Baktım müzik kesmeyecek gözler kayıyor aldım elime makası dünden kalan dosyalarımın etkietlerini kesmeye başladım ki en gıcık kaptığım işlerin başında gelir kendisi. Anaokulu çoğcuğu misali kırt kırt dakikalarca kesmek işkencedir. Benden sonra içeri giren arkadaşım halime şaşırmış olacak ki genelde uyurken bulurlar beni "sabah sabah rüyanda mı gördün" şaşkınlığını yaşayıp öyle geçtiler yerlerine.

Neyse savaşı şu dakikalarda kazandım gibi görünüyor ama öğlene doğru her an devriledebilirim bilemedim. Aslı geldi "gel kahvaltı yapalım" dedi. Çayımın şekerini de karıştırır mı acep? Sahiden ben mi kazandım şimdi?

2 yorum:

  1. bu savaşı sabah değil de gece versen de tavuklardan 1-2 saat sonra uyusan olmuyo muydu?

    YanıtlaSil
  2. sabah kargalardan da önce uyandığımdan gece savaşlarında galip gelemiyorum malisif. sabah geç kalksam akşamda geç yatarım tabi neden olmasın. var mı bi fikrin :)

    YanıtlaSil

"kafan çok güzelmiş güle güle kullan"