Perşembe, Eylül 10

İnsanlığı Sel Almış

Dün belkide yine bir daha denk gelemeyeceğimiz sayıların yana yana dizildiği bir tarihti, 09.09.09. Tıpkı geçen sene olduğu gibi çılgınca evlenenler, nikah salonlarında kuyruk olanları göreceğimi sanıyordum akşam haberlerinde. Hani şu hep bahsettiğim kısır döngü haberciliği.
Malesef pek umduğum gibi olmadı. Felaket haberleri ile uyandım felaket haberleri ile uyudum dün.


Bir sonbahar klasiği yağmur ile başladık güne, ama mega köyümüz İstanbulumuz kaldıramadı daha fazla, şehrin en işlek yollarını sel bastı 31 insan öldü. Hep şen şakrak yazılar yazdığım şu blogta böyle şeyler yazacağımı hiç düşünmemiştim ama malesef bazı olaylarda minicik bir tebessüm yaratacak yan bulamazsınız. Bu da onlardan birisi.

Ama benim yine de sinirden güldüğüm noktalar yok değil ve dahi artık sinirden tırnaklarımı yedirtecek şeyler duyup görmedim değil.


Depremlerden tanıdık geliyor bana yağmacılar. Bir felaket olduğunda bir yanda insanlar canını kurtarmaya bakarken diğer yanda fırsatçılar küpünü doldurmaya bakıyorlar. Tv kamerası kendilerini çekerken kızın teki pişkin pişkin "çeyizime seçiyorum" diyebiliyor. Günü gelip çeyizi serildiğinde muhtemelen sorulara şu şekilde cevap verecek
"hıı onu mu halkalıyı basan selde yağmaladım, ay o muuu gölcük depreminde bi depodan yağmalamıştım ehi ehi" diyebilir.


Çalıştığım şirketin İstanbulun pekçok yerinde transfer merkezi ve bölge müdürlüğü var. Halkalı civarındaki depomuz ve bölgemizde selden etkilendi haliyle. Bölgede çalışan arkadaşlarımız işe ulaşamayıp geri dönmüşler. Ama bir çalışanımız azmetmiş sel sularında yüzmüş yürümüş debelenmiş gene de işyerine varmış. (yüzümüzü güldüren taraf). Herkesi aldı bir geyik yok ikramiye verelim prim verelim azme bak vs diye. Benimde aklıma "muhtemelen yetiştirmesi ve müdüre vermesi gereken bi iş vardı bugünün işini yarına bıraktı haliyle kendini bi şekilde işe attı" gibi bi komplo geldi. Bunlar işin şakası, o sadece depoya ulaşmak istemişti.


Bahsi geçen bölgemize gittikten sonra yeniden maslağa dönen arkadaşım ise sinirliydi. Bir tarafta insanlar canı ile uğraşırken yağmacılara kızıyordu. 2 adım beri gelip yardım etmiyor ne götürsem kardır diye etrafı talan ediyorlardı. Oysa sel suyuna kapılmış olan bir maldan hayır beklemek kırmızı kar yağmasını beklemek gibiydi.


Bütün bunlar olup biterken bir şehri yönetemeyenlerin yönetimine bırakanlara ne desek boş. Zaten suçlu olanda biziz. Yola çıkarak o yoldan geçerek tüm suçu üstümüze aldık di mi sayın vali?Küresel ısınmayı da biz başlattık di mi sn Topbaş? Hırsızın hiç mi suçu yok peki?

Bu resimde dün sabah mailime gelenlerden. Yazımda özellikle bunu paylaşmak istedim. İronik geldi çünkü. Bir model ve markanın sloganı "önce kom giyilir" sonra sele gidilirrrrr...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

"kafan çok güzelmiş güle güle kullan"