Pazartesi, Eylül 7

Bu mudur?


Yine bir ramazan klasiği ekranlarda dönüp duruyor. Komşu blogta görünce geldi aklıma, yazının haklılığı bir yana nasıl bir kısır döngüde olduğumuz takıldı kafama.

Daha önceki ramazan yazımda dile getirmiştim her sene aynı haberlerin sanki ilk defa keşfedilirmişcesine tekrar tekrar ekrana gelmesini. Neyi nereden ne kadara alırız vs vs...

Ramazanın 2 haftasını bitirdik malum 3. haftasına girdik. Bayram yaklaşıyor ve ekranlarda şekercilerin çukulatacıların reklamları dönmeye başladı. Fakat gelin görün ki geçen sene izlediğim reklamlardan cast dışında pek farkı yok.

Birinde küçük bir çocuğun şeker alabilmek için yaptığı üç kağıtlar, birinde yaşlı bir teyzenin misafir beklemesi (unutulmuşluğa atılan mesaj), birinde ziyaret edilen yaşlılar. Ama hep bir duygusallık bir ağlamaklık. İnsanların birbirini hatırlaması güzel şey. Bayramlarda büyüklerimizi ziyaret etmek ellerini öpmek bunların hepsi gerçekten çok güzel şeyler. Ama neden bir duygu sömürüsüne çevriliyor?

Bu mudur bayramın yaklaşırken bize anımsattığı? Unutulanlar, unuttuklarımız, yitip gidenler midir? Her bayram "nerede o eski bayramlar" demekten ne zaman vazgeçeceğiz? Bugünün çocukları için de yaşadıkları bu bayramların bir farkı yok mu? Onlarda bu şekilde mutlu değiller mi ve her akşam kalabalık sofralara oturmuyorlar mı?

Hala bayram alışverişi haberleri dönüyor ekranlarda ve çocuklara iyi kötü ciciler alınıyor bütçeler el verdiğince. O giysiler özenle asılıyor yatağın başucuna ve bayram sabahı giyiliyor. Kırmızı rugan ayakkabılarım geliyor aklıma benim, kışa gelen bir bayramda babamın aldığı çizmelerle uyuyup uyandığım( nasıl sevdiysem artık çıkarmamıştım). Ya da mayısa denk gelen bir kurban bayramında annemin aldığı yeşil puantiyeli şapkalı takımımı nasıl hevesle giyindiğim prenses oldum diye koşturduğum. Kardeşimle birlikte misafir olduğumuz dedemizin evinde şeker toplamaya gelen çocuklara kapıyı açıp şeker tuttuğumuz.

Demem o dur ki herkesin bayramı kendine. Nerede o eski bayramlar diye acındırmaktan vazgeçsinler artık gına geldi.

( Bak heves ettim bu bayram kırmızı papuç mu alsam ki? )

2 yorum:

  1. he hak verdim de yazı sanki tanıdık geldi bi yerden... mehehe

    YanıtlaSil
  2. ben de size hak verip birazda esinlenerek yazdım yazımı sn parahuman bey. düşünceler benzer olunca tümceler çakışıyor haliyle.

    YanıtlaSil

"kafan çok güzelmiş güle güle kullan"