Çarşamba, Nisan 28

Yılın En Güzel Ayının Günü


Bugünlerde haklı bir mutluluk yaşıyorum blog okurlar. Senelik bekleyişim meyvesini verdi ve ben afiyetle o ilk meyveyi yidim. ERİK. Can erik canım erik...

Bir meyveye bu kadar sevgi olur mu demeyin. Oluyor işte.

Her sene topu topu taş çatlasa 1 aylık bir mutluluk yaşıyorum onun sayesinde. Bütün kış mayıs ayının ilk haftalarını sırf onun için iple çekiyorum. Gözüm tezgahlardan inmiyor o güzel yeşilini göreyim diye.

Nihayet vuslat geçen gün gerçekleşti ve ben ilk eriğimi yidim. Tabi henüz tam tadını almamış ekşimtraklar ama olsun severim ben onu.

Yurtta kaldığım sene anamgil ziyaretime geleceklerdi. Ben bile unutumşum annem unutmamış bavulu bi açtım bi sürü yeşil erik "melabaaaaaa" diye bana gülümsüyorlardı. İstanbul'dan Afyon'a erik sevkiyatı. Bu da tok evin aç kedisi fuli.

Şimdi de masamda bir o yana bir bu yana yuvarlayaraktan seviyorum kendilerini.

Not: Bu post sırf can sıkıntısından ve kalan son eriklerimi en güzel şekilde yeme düşünceleri arasında yazılmıştır. Birazdan masamdan kalkıp çok büyük işlere girişicem. İşte bu post işe başlamadan önce yapılan saçma hareketlerden birisidir. Ofis dilinde kaytarmak denir. Ve malesef şu anda çok pis şekilde kaytarıyorum.

2 yorum:

  1. Bense oradaki resme bile zor bakabiliyorum. Limon, çağla, erik, bunları yiyenlere asla bakamam.Bırak yemeyi:((
    İlk defa bir konuda çok farklı düştük Fuli' cim...

    YanıtlaSil
  2. Aaa çok doğru unutmuşum yoksa koyar mıyım o resmi ben oraya? :( Çağlayı ben de tutamam yiyemem bakamam şeftali gillerden olduğu için:)

    YanıtlaSil

"kafan çok güzelmiş güle güle kullan"