Çarşamba, Nisan 28

Korku ile Beklerken Akşamın Gelmesini...


Bugünlerde tiken üstündeyim saat akşam saatlerini gösterirken.

Çünkü; anahtarlarımı kaybettim!

Akşam eve giderken "ya evde yoksan rın rın nı nı nı" melodisini mırıldanıyorum resmen. Ya annem uyuya kaldıysa? Ya evde yoksa? Pazartesi yaşadım bu kabuslardan en büyüğünü ve günlerim korkuyla geçer oldu.

Haftasonu İzmir'e gittim. Resimleri olurda üşenmezsem bilgisayara aktardığımda bloğuma aktarmayıda düşünüyorum. Pazar günü felaket geçen bir 11 saat sonunda eve vardığımızda saat gece 23 civarıydı ve direk uyudum. Pazartesi işe geldiğimde tek hayalim bir an önce eve gidip duş alıp 11 saat arabada oturmaktan yamulan omurgamı düzeltmekti. Peki ne oldu?

Benim gibi annemde o yol yorgunluğundan artık nasıl bitap düşmüşse tüm zil çalışlarıma, telefon çaldırmalarıma rağmen kapıyı duymadı. Evimin kapısı bana duvar oldu giremedim. Mecburen tüm hayallerimi ecbime koyup komşunun kapısına sığındım. 2 saat sonra tüm hayallerim yıkık evime girebildim.

Neredeyse 2 haftadır bulamıyorum kendisini. Çağrı atsam gelir mi diyorum ama henüz o kadar gelişmiş değildi kendisi. Evden korku ile çıkıyorum. Hele haftasonu bi yere gideceksem sıkı sıkı tembihliyorum evdekileri "sakın bi yere gitmeyin gelcem az sonra" diyorum. Bu derece çaresiz bi durumdayım ey okur. İki nokta üst üste aç parantez var burda bi tane.

Konu: Anahtar anahtar dediğimiz şey öyle kapı deliğine tak çevir amaçlı bir metal değildir. Bizi dış dünyadan koruyan birşeydir. Anahtarınız olmadan kendinizi sudan çıkmış balık gibi hissedersiniz. Deneyin bakın beni anlayacaksınız. Anahtarsız sokaklarda içiniz rahat dolanamazsınız. Neden? Çünkü geri dönüşte giremeyeceğiniz bir kapıya gideceksinizdir ve o size geçiş hakkı tanımaz. Evde birilerinin olmayacak olması ilk defa sizi bu derece ırgalar. Neden? Kapıyı açan bir yüz göremeyeceksiniz.

Bunca işkenceye yenisini yaptırmak çok mu zor diyenlere sözüm: Anahtarımın takılı olduğu anahtarlıkmış galiba benim asıl kopamadığım. Kapalı avuç şeklinde ortası çerçeve gibi bi acaipti çerçevemsi metaldi.. Acaip bağlanmışım kendisine ama o beni hiç sevmemiş ki terk etti beni?

Ne hata işledim ki? Çantamın en güzel yerlerinde sakladım onu ben. Hiç yanımdan ayırmadım hatta kullanmaya bile kıyamayıp kapıyı çalıp içeri girerdim de abimden "anahtarın yok mu" diye fırça yerdim. Sırf o yorulmasın diye göze almıştım ben bunları. Neden gitti ki?

Son söz: Sevgili anahtar ve anahtarlığım. Nereye koyduysam sizi bir an önce çıkın ya da ben hatırlayayım yoksa sonum hiç iyi değil.

İmza: Korku ile evde birisi olsunda kapı açsın bana diye dua eden fuli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

"kafan çok güzelmiş güle güle kullan"