Çarşamba, Aralık 30

Çocukluğumun yılbaşısı


Senenin son günü "zaman ne çabuk geçiyor" dersiniz içinizden. Tıpkı eski bayramlar gibi eski yılbaşı akşamlarınıda düşünürüm ben. Çocukluğumun yeni yılı. En heyecanlı beklentisiz (ki bu beklenti üstüne de bir yazım kafamda kıpraşıyor), amacın sadece gece 12 ye kadar uyanık kalmak olduğu yıllar.

Aramızda çok yaş farkı yok kardeşimle ikiz gibi büyüdük. O erkek ben kızdım sadece tek farkımız buydu ama çocuk heyecanalrı aynıydı. Her aralık ayı geldiğinde bir telaş kaplardı bizi. Acaba ne hediye seçseydik? Çünkü her yılbaşında babam benim ve kardeşimin istediği hediyeyi alırdı. Nasıl heyecanla giderdik oyuncakçıya.

Yılbaşı akşamında zararlı diye çok sık evimize girmeyen kola soframızın baş tacı olurdu. Annem soframızı daha özenli kurardı. TV programlarını izlerdik hayal meyal hatırladığım. Dansöz o zamanlar sadece yılbaşında görüp izleyebildiğimiz birşeydi annem yatın dediğinde "dansöz çıksın noolur" derdik. Nası çocuktuk biz yahu ?? Dansözde saolsun gece 12de çıkardı biz artık uyku sersemi sağa sola düşmüş izlerdik.

Tabi her yılbaşı evinin klasik oyunu tombala. Bütün bir yıl onu oynamak için geçermişcesine kartlar heyecanla seçilir. fındık fıstık kola bardağının içine atılıp yüzdürülür sonra dibinde kalanlar lüpletilir.

Tombalada torbadan sayıları seçmek ayrı bir karizmaydı. Hep babam çekerdi (neden ki?). Kişi sayısı çoksa eğer rakam yerine fıstık kabuğu koymamak için çıkan rakam yazan yuvarlak şeylere kardeşimle atılmak süper eğlenceliydi. Fıstık kabuğu koymak o zamanlar hiç hoşgelmezdi ama şimdi nedense fıstık kabuğunu koymak daha hoşuma gidiyor. Sessiz sedasız çinko yapıp yapıp "rakam yerine kabuk koydum emmeee ç,inkomuda yaptım heheytt" diye abidik gubidik neşe yaratıyorum kendimce.

Tüm bunlar olup biterken saat 12 ye yaklaştığında 10 dan geriye saymak tam bir keşmekeş. Kimi kanallar girmişken kimisi evet birazdan sayacağız diyor. Kimisi çoktan girmiş birbirine sarılıp sarılıp öpüyor. Biz ise elimizde saat "bi biz giremedik şu yıla" diye uyku sersemi bekliyoruz. Tam da saatimiz 12 yi gösterirken geri geri sayıp girdiğimizden emin olduktan sonra hop yatağa yatıyoruz. girmeden yatmazsak uyku tutmaz :)

2 yorum:

  1. Ne güzel anlatmışsın. Hikaye bildik ama her belleğin nüansı ayrı, her yürek ayrı bir tadda anlatıyor.
    Bizim evde niçin hiç kimse fıstık kabuğunu düşünmemiş de her sene yeniden kağıtlar kesip yatmadan önce yorgun argın bir de onları toplamak zorunda kalmışız bilmem. Fıstık yerdik üstelik. Kabuk da olurdu. :))

    YanıtlaSil
  2. Bizimki biraz tembel işi olmuş demek :) Tembele iş buyur sana akıl öğretsin misali. Kesin birisi demiştir öyle ama ben üşengeçliğimden fıstık kabuklarını kullanmışımdır :)

    YanıtlaSil

"kafan çok güzelmiş güle güle kullan"