Perşembe, Ekim 1

Anlaşmazlık


Oldum olası tek kelime ile bişeyler anlatmaya çalışan insanlardan hazzetmem. Leb demeden leblebiyi anlamamı isteyenlere ise bazen ıslak odun ile dalasım gelir.
İki kelimeyi yan yana getirip cümle kurmak çok mu zor? Nefes darlığı mı var anlamıyorum ki hık diyip susup yüzüme bakarlar. Bazen kendimi salak gibi hissederim ben mi anlamıyorum insanları diye.

Ama öyle değil işte. Ben bile bu hımbıl halimle cümle kurup derdimi anlatabiliyorum evet bunu yapabiliyorum :) Örnek vereyim; diyelim biri bana seslendi "fulya peynir" ee? Ne olmuş peynire? Kaçıyosa yakalayayım mı olay ne? Diyeceksiniz ki kıl mısın peyniri ver demek istiyordur muhtemelen. Basit bir örnekti verdiğim ama demek istediğimi anlatabilmişimdir umarım. Yani tek kelimeden çıkarım yapamayacağımız durumlar olabiliyor.

Bunun en yakın örneğini memleket (seviyorum ben bu lafı yahu) dönüşü yaşadım. Pek tabi normal bir yolculuk etmem beklenmiyordu değil mi? Otobüse bindim normal şartlar altında 16 saat yuvam olacak olan koltuğa yerleşip kendimce bir oturma düzeni oluşturdum. Hayatım otobüslerde geçtiğinden hemencik yerleşiveriyorum koltuklara. Bu ana kadarda herşey normal denemez.

Ön sıralardaki bir amca illa bagajdaki turşu bidonunu yanında taşımak istiyor ve muavinle tartışıyor. Muavin ise saatlerce yolcuları o kokuya maruz bırakamayacağını açıklıyor. Amca bildiğin hödükmüş ki inatla turşularım diyor... Neyse sonra muavin benim yanıma gelip nerede ineceğimi sordu. Zurnanın zırt dediği yere geldik ey okur...

Bahsettiğim gibi cümle kurmayan ve hatta konuya alakasız yerden dalıp saçma sapan bir tonlama ile bana aval aval bakan sonra da bilmişlik taslayan bir muavin duruyor karşımda.
Diyalog aynen şu:

Muavin: Siz nerede inceksiniz?
(Otobüsten inip oradan direk işe gideceğim. Bir gün daha izin kullanmayarak kendisine bu işkenceyi reva gören mazoşistin tekiyim evet.)
Ben: Kavacıkta ineceğim.
(Sonra bir kıvılcım çakıyor bende rahat dürttü de denebilir)
Gene ben: Pardon kavacıktan sonra karşıda nerede duracaksınız?
(Daha yakın bi yerlerde inme arzusu. Çıkarcı tip)
Muavin: Siz nereye gideceksiniz?
Ben: Maslağa gidicem.
Muavin: HASDAL


İşte burada film kopuyor bende. Hasdal dedi. hiç bir açıklama yok, özne yüklem tümleç zarf edat yok. Siz ne anlarsınız bu kelimeden? BEn şahsen ineceğim yeri yanlış anladığını anladım.

Devam...


Ben: Hayır maslak!!
Muavin: Hasdal
Ben: Maslak ( üstüne basa basa)
Muavin: Hasdal
Ben: Hayır ben maslakta inicem (of)
Muavin: E tamam onu anladım biz de hasdaldan geçiyoruz arıcılar.


Şimdi ölür müsün öldürür müsün? Abartısız bu diyalog gerçekleşti aramızda. Maslak Hasdal diye diye... Muavin arkadaş suratıma suratıma bir odundan hallice hasdal diyeceğine hasdaldan geçiyoruz dese. Sadece bir yüklem kullanıverse bu saçma diyaloğu yaşamayacaktık.


Belki ben çok kıtımdır anlamamışımdır ama o benim tembelliğimden. Karşımdaki bana ne kadar açık konuşursa o kadar anlarım. Zorlamayın beni isyan ederim!!! He salağa anlatır gibi de anlatmanın alemi yok tabi. Düz cümleler kafi :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

"kafan çok güzelmiş güle güle kullan"