Çarşamba, Eylül 30

Mevsimler Değişirken


Bugün eylül ayının son günü. Güneş iyice parlaklığını yitirip çoktan güney küreye göz kırpmaya başladı. Yazdan kalma son günlerin sonlarını yaşıyoruz artık. Yok yok merak etmeyin son bahar beni hep hüzünlendirir diye romantiğe bağlamak değil niyetim

Takvimde kocaman 30 eylül yazısı gözüme gözüme ilişince geldi aklıma... Hani şu maille gelen mutluluk yazısında bahsedilenleri düşündüm...

Koca bir yılın 9 ayı bitmiş 10. aya giriyoruz. Kışın ilkbahar gelsin diye bekledim çünkü kış mevsimini ancak sıcak soba başında severim ya da kar yağacak iş tatil olacak :) ya da boyuma yaşıma bakmadan kar topu oynayacaksam severim (hertürlü seviyorum sanırım). Neyse kış bitti bahar geldi, bu sefer yaz gelse tatile gitsem diye bekledim (çok hayallerimdeki gibi olmasa da) Yaz mevsimide geldi nasıl olduğunu anlamadan geçti, bu arada kayda değer yaptığım tek şey sanırım ehliyet almaktı kendi adıma. "Babadan araba kullanma dersleri" ile ilgili ayrıca bir yazı yazacağım o anları unutup kendime gelebilirsem eğer :)

Neyse şimdi sonbahar geldi ne yaz gibi yakıyor ne kış gibi üşütüyor, eh bi eylül kızı olarak seviyorum ben sonbaharın bu sarı rengini.

Kış mevsiminin gelmesini istemememin en başlıca sebeplerinden birisi kat kat giyinme derdi. Koaladan evrilme bi tip olduğumdan ve sabahları zaten günün kör vakti uyanıp yollara düştüğümden kış demek 5 dk erken uyanmak evden erken çıkmaya hazırlanmak demek.

Giy ama kalın giy, atkı sar, mont giy çizme giy varsa bağcık bağla, servise bin sıcakladın geri çıkar (ayakkabılar hariç), ooo iş yerine yaklaştın hadi çıkardıklarını geri giy... Binaya gir asansöre bin ofise girdin mi heh. Papuç hariç çıkar gene üstündekileri bakim...

Mesai bitti eskiden olsa çıkışa 5 kalahop çantanı al kaç. Ama kışın öyle mi? Giyinmeye başla. Atkını sar, montunu giy, papuçlar?? he neyse onlar çıkmamıştı hiç :) şapkaya hiç değinmiyorum bile. Servise binince yine aynı terane çıkarılacakları çıkar eve yaklaştın giyin eve geldin bi daha çıkar... Darlandınız değil mi? Şimdi söyleyin benim gibi koaladan hallice bir tip bunları nasıl yapıyordur di mi? Bir de yürüme özürlü olduğumu eklerseniz o kaskatı kıyafetlerle penguen gibi dolanıyorum sokaklarda düşmemeye özen göstererek...

Kış mevsimi beni çok zorluyor a dostlar yaşam şartlarım zorlaşıyor, kış uykusuna imrenmiyorum desem yalan olmaz hani!!

1 yorum:

  1. Ah be Eylül kızı...

    Ben de sana özeniyorum desem.
    Hem de çılgınlar gibi...

    YanıtlaSil

"kafan çok güzelmiş güle güle kullan"