Salı, Ağustos 11

Hayatı Mesai Sanmak


Aslında bu yazıyı yazma fikri kafamda canlandığında evden yazmalıyım demiştim ama kısmet işte. Kitap okuyayım diye kendimle inatlaşınca, yazı yazmak bir yana elimi kaldıramayacak hale düştüm.

Dün fark ettim ki bu memuriyet hayatı beni iyice sarıp sarmalamış. Evden işe işten eve giden gidince yatıp dinlenen bir tip olup çıkıvermişim. Onu da geçtim interneti de kendi memurluğuma benzetip sabah 8 akşam 17 30 sınırları dahilinde kullanır olmuşum ki yazılarımda beni destekler saatlerde yazılmış. Hele haftasonuna hçi değinmiyorum tek bir kelam etmemişim ey okur. Acaba Tanzanya'dakilerde anlıyor mudur?

Yazıyı evden yazmaya niyetlenmemin amacıda işte tam bu idi. Bak sadece işten değil evden de gayet yazılarımı yazıp bloğumla ilgilenebiliyorum demek içindi.

Kitap okumak için insan kendisi ile neden inatlaşır ki ama di mi? Dışarıdan bakınca evet öyle. Eskiden sayfalarca ders çalışırken şimdi 2 satır yazı okuyuversem bütün dünyam tepetaklak oluveriyor. (yaşlanıyorum ey ahali) Dün de sevdiğim bir kitabı yanımda getirip okumaya başladım eve dönüşte. Bilimum mide bulantısı vs olmasın diye kendimi baya kasıp "ooo olmuyo işte geçmiş" diyerek 1,5 saatlik yol boyu baya bir okudum kitabı.

Mutlu mesut durağıma gelip inmek için hallendiğimde ise geçmemiş olduğunu bana sağlam şekilde gösterdi bünyem. Sebebini henüz keşfedememiş olsam da gün itibari ile bunun üstüne gitmemeye karar verdim yat uyu işin ne?

2 yorum:

  1. eee biz seni çalışıyosun sanıyoruz demek sen iş yerinden bloguna yazı yazıyosun:D fuliii hayırdır...evet halk bi açıklama bekliyor...

    YanıtlaSil
  2. hem çalışıyorum hem yazıyorum bazen yazmaya çalışıyorum, bazen çalışmaya çalışıyorum :)

    YanıtlaSil

"kafan çok güzelmiş güle güle kullan"