Çarşamba, Mart 21

evlenenlere evleneceklere evlilik hazırlığı yapanlara ithafen !!! çok emek verdim okuyun len!!

evlilik hazırlığı:




bi erkek ile bir dişinin sevip sevişip haydi evlenelim biz diyerek başladığı hazırlıklardır…


unutulmaması gereken hiç bir şey göründüğü gibi değildir…


siz kendi evimizi kurcaz


her istediğimizi alcaz


zevkimize göre döşeyeceğiz heleloy diye pembe hayaller kurarken ki bunu en çok kız kısmı yapar o sırada bu hazırlık işini duyan esnaf ve aileler çoktannn gardını almıştır…


siz hayatınızda ilk defa evleniyor olsanız da unutulmaması gereken ailelerinizde biricik evlatlarını evlendiriyor ve onlarında hayalleri var…


aşamalı olarak bir insanın insana yaptığı en büyük zulümlerden birisidir.


adet anane ve töreler bitmez bitmek bilmez bitemez…


ananınki bitse komşu teyzeninki vardır ve illa ki uygulanacak uygulatılacaktır.


isteme ve söz kesme törenleri de artık iyice ritüelleştirildi… istedik bittiyle kurtulamıyorsunuz bu işten.






gelin ve damat için şimdilik her şey sadece toz pembedir.  biz kızı isticez vercekler (hı hı tabi)



söz kesme de bile artık işler adım adım ilerler önce aileler tanışır. erkeğin ailesi gelir sonra kızın ailesi gider
(iade i ziyaret) = (eziyet)


sonra kız isteme için gelinir kız istenir ama yüzük takılmaz (işkence vol1)


sonra yeniden buluşulur kız evinde ve yüzükler takılır. adet ilk gelişte kız verilmezmiş…


damat tarafı her seferinde bir çiçek bir çukleta kız her seferinde bi elbise bi papuç masrafa girer…



bunlar biter nişan alışverişi başlar. yüzük takılmış olsa da olay henüz sonlanmamıştır. gelin ve damat sözlüdür ve nişan olmalıdır…


nişan için ya ev uygun görülür ya da bir yer tutulur eşe dosta haber salınır bunarlın hepsi birer koşturmaca sinir stres harbidir.


evlilik teklifi aldığında al yanaklı kızımız gitmiş yerine gözleri çökmüş bir gelin adayı gelmiştir. damat ise “lan ben ne yaptım” modunda dolanmaktadır.

nişan alışverişi kısmına hiç girmiyorum.  ananıza dananıza adetlerimiz nelerdir diye sorun mutlaka yoksa sürekli “o nerden çıktı yeaa” diye çemkirirsiniz olmaz o iş! kan çıkar!!
nişan takıldı olay biter mi? zurnanın zırt dediği yere gelmişsinizdir.


ev tutulacak ev kurulacak düğün yeri mekanı gelinliği her biri için para zaman ve emek lazımdır.



gelin gelinlik beğenir anası kaynanası beğenmez. arkadaşlarıyla gitse olmaz…


evlilik hazrılığı sürecinde ilk bilinmesi gereken herkes bir camdan biblodur ve her an kırılabilirler…


ananız dananız kaynananız ve hatta nişanlınız bile küsebilir kızıp darılabilir…

eşya bakmaya illa ki büyüklerle gidilmelidir (yalan) genelde çiflerin zevkiyle ebeveyn zevki uyuşmaz. uyuşsa da uyuşmaz… aman yeni gelin evi süslü olsun mantığı had safhadadır. sizin yerinize her şey beğenilir uygun görülür. siz kim oluyosunuz ki fikir beyan ediyosunuz?



koltuğun renginden kavga edip ayrılan çiftleri duymuşluğumuz var. koltuk bakmaya korkarak gitmiştim bunu duyunca…

perde bakarsınız gençsiniz zevkleriniz daha sade sterildir ve stor perdelere göünüz kayar.


yok yeni gelin evinde öyle perde olmaz! dantelli güpürlü sallantılı perde olmalıdır.


illa ki simli taşlı bişiyler mutlaka koyulmalıdır. gittiğim perdecide (annem daha önceden gideceğimi haber etmişti) adama “evlencem ben” dediğimde bana çıkardığı perdeleri tor top yapıp burnuna sokasım geldi. sirk kurmıycam ev kurucam dediğimi hatırlıyorum.


sen de amma zor beğeniyorsun diye harika bi diyaloğumuz olmuştu perdeciyle…


sonra yavaş yavaş zevkimi anlayıp sade tam istediğimp erdeleir çıkardı ilgili yerlerden. anlaştık sükunete eriştik halim selim bi ilişkimiz oldu kendisiyle…

evlilik hazırlığında gelin ve damat = yolunacak kazdır

bunu aklınızdan hiç çıkarmayın anacım!

bir metrelik bir dolaba 1800 tl istemiş bi marangozla karşılaştıktan sonra ki hacıymış kendisi


para dininde imana gelmiş olabilir bilemiyorum… neyse ne diyodum bi metrelik dolaba 1800 heh yatacak yerin yok ust diye baya söylenmiştim. hangi ağaçtan hangi şartlarla yapıyosun da o parayı almaya hak gördün kendine bak hala sinirim tepemde...


aynı hikayeyi perdeciyle de yaşadıktan sonra bende mantık değişti…
amaç eşyayı kullanmaktı perde dediğin camı örtsün yeter.
yok kumaşı yok bilmem nesi kaliteli olsun gerisi terane…


ne diyodum perde!
bi perdeciye gittik sevdicekle. çok güzel modeller vardı… pop art kumaşlar desenler pullar mektuplar çıldırdım ne yalan söliyim. o olsun bu olsun şu olsun dedik mi dedik…
sıra fiyat kısmına geldi. göya çocukluktan beri eşim ve ailesinin alışveriş yaptığı çok iyi tanıdıkları bi perdeci.



epi topu 2+1 evim ve onun minicik camları için bana 6 bin lira fiyat vermesiyle “kaaçççç” diye bi çığlık attığımı hatırlıyorum!




adamda nası etki yaptıysam bi yutkunup geri geri gitti.
perde seçerken gülen ben somurtup durdum. adam o sırada bu kumaş ispanyadan geliyo vs diye övdükçe “ne ispanyaymış gelinlik ordan perde ordan” diye söylendim durdum.

sonra dayanamayıp “ya arkadaşım 6 bin lira ne demek perde işte camları örtsün yeter” dedim.
perdeci ama işte bu kumaş dedikçe bana geldiler. ya dedim ne olcak içerisi görünmesin yeter…
bi ara gazete kaplarız ne olcak diyecektim. keza eşimde öyle diyeceğimi düşünmüş ki ramak kalmıştı..
.benim bu kadar çemkirmeme ve tanıdık olmasına istinaden 6 bin liradan 3 bin liraya düşmesiyle bende bi kayış daha koptu…
arkadaşım zart diye bi kalemde bu kadar inebiliyosan ben şu anda voyvodanın kucağındayım haberim yok diyesim geldi.
budaklı meşeden yaptığın kazığı bize kakalıyosun haberimiz yok. e hani dedim 6 bindi?


3 bine inen bin liraya da iner diye yüzsüzlüğe vurdum. inmedi ben de almadım.

her esnafla ilginç diyaloglara girmeden bu süreci atlatamazsınız benden demesi…



 
evlilik hazırlığında düğüne son bir ay kala teker patlar… çünkü alınması gereken her şey artık alınacaktır. tüm esnaf işini yapmış parasını beklemektedir…


her türlü piyasayı öğrenirsiniz.
telefon rehberiniz simitçi kahveci gazozcu misali “perdeci, möbleci, gelinlikçi” olarak değişmiştir.
kimsenin adı yoktur yaptıkları işle anarsınız. verdiği fiyata göre daha farklı anabilirsinizde bilemicim…



iyi bir araştırmacı olmanız bu süreci iyi atlatırsınız demek değildir.
ne kadar çok araştırırsanız kafanız iyice karışır.

sadece ananız ananeniz size çeyizlik nevresimdi battaniyeydi ıvır zıvır aldığında çemkirip durmayın. bi nevresim nerden baksanız 70 80 tlden aşağı değil. 3 kuruş maaşınızla kısa sürede tüm ihtiyaçlarınızı alamazsınız. bırakın insnalar üstüne düşeni yapsın alsın zulalasınlar.
o beğenmediğiniz nevresimleri yorgana ne dualarla takarsınız bilemezsiniz.
sonra zamanla kendi zevkinize göre eşyaları yavaş yavaş değiştirirsiniz orası size kalmış. ben bilmem!



düğün mekanı bulmak tarih ayarlamak bunun kabak tadı veren kısmıdır.
kimseye bi tarih beğendiremezsiniz.
Şahsen bende böyle olmuştu öğretmen ve öğrenci popülasonu çok bi sülale olunca...

aaa okullar açık,
aa iki bayram arası,
ay yok o tarihte nenem gelecek diyerek her kafadan bir ses çıkar…
gönlünüzden ne geçiyosa onu yapın.
ben haziranda evlencem yaz bana kalsın kocişimle gezeyim diyosanız bunun arkasında durun bi ömür içinizde kalır yaz gelini olamamak.



çoğu şey planlandığı gibi gitmese de bazı şeyler için diretip ben böyle istiyorum demediğiniz sürece kimse sizi takmaz.



gelinlik bu işin sancılı zevkli en göreceli kısmıdır. gelin dediğin gelinlik giyer.


gelinlikte ana madde fransız dantelidir.

bu fransız ve ispanyollarla başımız dertte anladık!


tülü fransadan kendi ispanyadan.
gelin erzincandan damat elbistandan heheyttt kültürler arası münasebet…



acil durum çantasında olması gerekenler misali bu ritüelde de yanınızda olması gerekenler vardır…
bi adet kaynana bi adet görümce bi adet anne bu liste uzayıp gidebilir…


herkes kendi beğendiğini size yakıştırır sana sen ne istiyosun diye sorulmaz.
sen gelinsindir gelinler çok konuşmaz


biri taşlı seçer öbürü pullu bakar, damat fiyatına bakar vs vs…
 gelinlik piyasası da tuttuğunu öpme mantığına dayalı olduğundan en basit kakalamacılık
 “e ama bu fransız dantelidir.”
 fransızlara rahmet okursunuz. fransızlar öpsün sizi ne diyim!

 tabi modern gelinler artık pronovias beğenip gidip onu diktirirler bütçesi varsa alırlar falan fırt.
 damatların dilinde bi pro ne? tekerlemesi vardır…


tek bildikleri “abi amma pahalıymış yaa" olur.
bu süreçte gelin kızın alt dudağı büzüşesice modundadır. kalkmaz çene üstünden…



benim tavsiyem diktirmemeniz.

ya da deneyip içinize sinen modeli kendi ölçünüze göre diktirmeniz. kıçınızden model uydurup “orası böyle burası böyle olsun” derseniz ortaya “ama ben bunu istemiyodum” ki gelinliği çıkabilir.

alt dudak yeri öpebilir…


çünkü bu süreçte sizi sizden başka kimse anlayamaz ve herkesin kafası farklı çalışır. sizin anlattığınz terzinin kafasında en olmayacak şekilde belirginleşmiştir.


önce hazır sipariş edip sonra neyse diktireyim diyerek sipariş ettiğim gelinliğin kınama 2 gün kala son provada ne renginin ne ön kısmının ne kollarının hiç istemediğim şekilde olduğunu görünce “ben bunu giymem” diyerek son dakika gelinlik değiştirmiş birisinin tavsiyeleridir. dikkate alın len!


aman diyeyim. kollarına pelerin misali sevimli tül istememe rağmen içine lastik geçirilmiş 2 adet kol parçası ve ucu dantel duvak istiyorum dememe rağmen en adi perdecinin kullandığı perde güpürünü “na bu duvağın” diye bana göstermeleriyle tansiyonum inip inip çıktı…


bak bu modeli beğendim diktiricem diyenlere de selam ederim anacım kuaförler bir terziler 2 bu konuda. siz kırıkları al dersiniz o ensenizi havalandıracak kadar keser keser keser


model verir bunu istiyom dersiniz terzi kafasına göre biçer diker diker…


şu ahi ömrümde daha hiç görmedim “bak bu pronoviasın bi modeli” diyen gelinin gelinliğinin giydiği ile diktirdiği model birbirine benzesin…
 yok öyle bişey. kandırmayın kendinizi giyin beğenin bu olsun diyin onu diktirin…



vel hasıl evlilik hazırlığı süreci “evet” demeyle başlar ve geri kalan her şey kocaman bir “hayır” dır.

evlenmeyi istersiniz geriye kalan hiç bir şeyi istemezsiniz. ama maalesef kaçınılmazdır ve zevk almayı öğrenmeniz gerekmektedir.



bunca şey anlattım peki ben ne yaşadım derseniz;
perdeciye de gelinlikçiye de koltukçuya da ben her yere ya tek gittim ya eşimle gittim.
çok fazla beklentisi ve isteği olmayan birisi olduğumdan
 “bu olsun bu olsun bu olsun kasmayın işte bu güzel amannnn” diye diye eşya seçtiğimden alabildiğine rahattım…

düğün günü gelip çattığında artık gelin kısmısının tek odaklandığı şey gelinlik saç ve makyaj konusu gündeme oturmuştur.

burda gelin kısmı ikiye ayrılır. bi topuza o kadar para vermemciler ve bi kere oluyo anacım damat veriyo hıh diyenciler.
Ben mi?
Bende "üzgünüm ama  anacım bi kere oluyo"culardandım...

Burda da kuaföre ne istediğinizi anlatmak çok önemli
Yoksa bir disko topu şeklinde ya da bülbül yuvası şeklinde çıkmanız olasıdır!
Çünkü siz eğer ben gelin olcam demişseniz kuaförün gözünde boş bir tuvalsinizdir. Boyar boyar boyar!

Benim kuaför sürecim baya bi eğlenceli geçmişti sabahın köründe ben en yakın arkadaşım ve fotoğrafçı olan 2 arkadaşım ki aynı zamanda yine ekşisözlükten arkadaşım olurlar kafa dengi diyoruz buna biz şamataya çevirmiştik.
Saçımı yapan arkadaş " ben böyle bi hazırlık ilk defa görüyorum" dediydi

Onun haricinde ben ne mi yaptım! duvağımın ne şekilde takılacağını ezelden beri biliyodum topuzun üstünden oalcaktı...
gelini duvak gösterirdi ve duvak topuzun altında olmamalıydı!

ama sevdicekle çok boy farkı olmadığından eğer tam tepede yaparsam topuklarla birlikte damattan uzun gelin sendromu yaşatabilirdim herkese ve bu hiç hoş olmazdı. haliyle daha bi ensede topuz ve üstünden duvak yaptırdım!


Ne istediğini bilen olmanız işinize yarar ama nasıl?
Ben kendime en yakışan makyajı
en sevdiğim makyajlı halimi
duvağın nasıl takılmasını istediğimi
saçımın ne şekilde olmasını istediğimi sadece anlatmakla kalmadım
her biri için onlarca fotoğrafı yükledim flash diske götürdüm kuaföre.
Haliyle kuaför kafasında kurgulayamadı ve gösterdiğim çizginin dışına çıkamadı
sonuç mu?
Evreka! kendimi pek beğendim!

Ha tüm düğün hazırlığı süresince olan rahatlığım nerede miydi? Tam da üstümde!!! hiç gitmedi o rehavet rahatlık bi aman ne olcaksa olsunculuk!
Saçımı yapan kuaför bi ara tarağı bırakıp "sen nası gelinsin yeaaa" derken çok ciddiydi.
verdiğim tepkiden sonra o da afalladı.

"aman topuz işte ne kadar olabilir ki tak duvağı üstüne bitsin"

fotoğraf çekiminde duvağımı uzatan arkadşın elinin ayarının kaçıp kafamı çekmesiyle eşimin kurduğu cümle kuaför maceramın özetiydi...

"ay topuzummmmm" diye çığırtmamla

"sağlam mı çek çek çok para verdim ben ona" olmuştu...
ve evet sağlamdı!


rahatlık tavan yapmış durumda tabi!!!



şimdiden herkeslere çok geçmiş olsun. bitince bir güzel anı olarak kalıyo cidden bak!!
 
 
 
 
 
 

18 yorum:

  1. Nisandan donmuş biri olarak Diyebilirimki gözünüzde hicbisey bırakmayın hersey sizin istediğiniz gibi olsun.sonra gercekten içinize dert oluyor.fulycim de cok guzel anlatmış.tecrubelere kulak verin kızlar:))

    YanıtlaSil
  2. vayy be hakikaten emek var burda:)) atlatırız inşallah bizler de en rahatından senin gibi. Ne yalan söyliyeyim şimdiye kadar bir stresim olmadı, adetlerle dolu bir aile değiliz o yüzden işim kolaydı, nişanlımın ailesi de şimdiye kadar farklı bir tablo dergilemedi genelde herşey bizim elimizde herkes gerektiği ve bizim ihtiyacımız olduğu zaman yanımızda. çok şükür diyeyim aman böyle devam etsin. ben hep aileler arası uyuşmazlıklar her kafadan ayrı sesleri duyar etraftan korkardım da:D ama herşey paraya bakıyor ne paraymış arkadaş, alınacaklarla para arasında hep bir ters orantı var niyeyse:D ne diyelim gönüller bir olsun!

    YanıtlaSil
  3. manyak ne güldüm ya.....
    çok güzel bi gelin olmuşun ama çokkkkk
    bak gerildm ya:)

    YanıtlaSil
  4. süpersin sen ya!!yine gülme krizine soktun beni :)
    ne güzel de anlatmışsın bu süreci ve çok doğru herkes camdan bir biblo bu süreçte!!
    ben de herşeyi bir arkadaşım ve eşimle hallettim,gerçi eşim o süreçte gece-gündüz çalıştığından,ben beğeniyordum,fotoğrafını çekip,msj atıyordum,o tamam diyordu :)
    şanstır ki benim gibi müşkülpesent bir insan mobilyaları,perdeyi,gelinliği 5 dakikada beğendi,3+1 evin tüm perdeleri,güneşlikleri,fonları 900 TL'ye mal oldu,6000 de neymiş ya,yuhhh!!bi de salonumun perdesi grek,demek ki yunanlar daha insaflı :))
    en önemlisi o evde 2 kişi yaşıyorsa,tüm kararları o 2 kişinin vermesi,geri kalanların da saygı duyması,şanslıyım ki eşimin ailesi de benim ailem de aynen öyleydi..neyi nasıl istediysem öyle yaptım,onlar sadece gerekli ödemeyi yaptılar :)
    ellerine,emeğine sağlık,eğlenceli,bilgilendirici ve de rahatlatıcı bir post olmuş..
    kocaman öperim :)
    sevgiler,

    YanıtlaSil
  5. hahahaha ben bu yazıya bayıldım.öyle güzel anlatmışsın ki canım yine dilini konuşturmuşsun.bu süreci çok sancılı yaşayanlar var ama allahtan biz çok sancılı yaşamıyoruz.herşeye biz karar veriyoruz önceden önlemimizi aldık ama bu seferde ailelerimiz hiçbirşeye el uzatmıyor.nişanı ikimiz yaptık korkarım ki düğünde de aynı şey olacak.herkes misafir gibi gelip gidiyor.birşey demiyorum kimseye ama bazı şeyler içime oturuyor.neyse bende komşumuzun kızının halının şekli nedeniyle nişan attığını bilirim tabi kız değil annesi karar vermişti ayrılmalarına.para konusunda çok haklısın gelin diyorsun milyarder sanıyorlar heralde.normalde yaptırdığım 30 milyon verdiğim topuza 150 verip çıkıyorsun.nişanımda arkadaşımın düğünü var diye gittim lakin prova yapsaydım diyorum şimdi böyle olmazdı hiç istediğim gibi olmadı.düğünde gelinim diyecem:)herşeyi sipariş edip para ödeme kısmı benim için ekstra sıkıntılı çünkü elinde parası olmadan adım atmayacak kadar takıntılıyım ne yapacağım bilmiyorum.terzi denemem olmadı ama kuaförlerden nefret eder hala geldim kesimlerinden dolayı.çok güzel anlatmışsın senin evliik sürecini de adım adım görmüş olduk bu sayede.teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  6. aaaaa yorumum silindi mi ne oldu?geldi mi anlamadım umarım silinmemiştir onca şey yazdım:(

    YanıtlaSil
  7. bebişim her kelimesinde kendi hallerimi bularak okudum desem inanırsın bana biliyorum :) öptüm seni :)

    YanıtlaSil
  8. Walla bu ne uzun yazı böyle atlaya atlaya okiyim bari, kız okuyunn leeen demiş dedim ama , öyle güzel betimlemiş ve akıcı yazmışsın ki bi satırının bi kelimesini bile atlamadım. walla! Emek verilmiş evet, ayrıntılar düşünülmüş, benim de 6 ay oldu o dönemi atlatalı, geriye baktığımda ''o neydi be'' diyorum sadece, uzaklaşmak bazen unutmak istiyo insan henüz albümüm bile yok o kadar yani:) ama sevdiğinle birllikteysen her şeye değer diyosun işte o zmaan gülümsüyoun:)

    YanıtlaSil
  9. evet uzun uzun anlatmışsın evlilik kervanına katılan herkes yaşamıştır ucundan kıyısından hepsini:) alışveriş,ev, gelinlik ,nişan ,bohça, çeyiz ,insanlar kaprisler, istekler derken çoook zor bir süreç yaşanıyor. ama sonunda güzel birer prens ve prenses olunca herşey harika oluyor:)))

    YanıtlaSil
  10. Herşey harfi harfine doğrudur

    Yaşanmış, duyulmuş, tecrübe edilmiş maddelerdir.

    Yeni evleneceklerin okuması gereken bir yazıdır

    Tebrikler:)

    YanıtlaSil
  11. çok beğendim yazıyı ama en cokk don fotografı begendim. zamanı gelince Allah bize de kolaylık versin ne diyelim..=)

    YanıtlaSil
  12. bu kadar uzun bi yazıyı hiç sıkılmadan okudum ve direkt takibe aldım sizi=) 2 hafta sonra nişanım var ve okurken kendimi gördüm sanki kahkaha atmaktan kendimi alamadım süper olmuş:D

    YanıtlaSil
  13. bebeimm yerim seni ben, valla okumaktan gözüm şaşı oldu gecenin ikisinde :)) ilk başları okuyanlar evlenmekten korkcak yahuuu :)) ama o güzelim peri masalı resimlerin var ya işte orda gözlerinin içi gülüyor ya, işin özü o işte. geri kalan herşey teferruat. milleti korkutma artık devir değişti öyle görümceler kaynanalar yok. bak sende de yokmuş :) biz herşeyi bulutla hallettik mobilyası salonu nişan alışverişi şusu busu, gelinliği gittim annemle beğendim. gelenek görenek diye de kasmadık. ben de bi kere oluyor diyenlerdenim allah da gönlümüze göre verdi bebişim. tütütütü maşallah diyelim bi kırık bana yetti bi daha da kırılmak istemiyorum haha :D özledim diye yazmaya geldim sana tam benlik yazıya denk geldim. özledim ama hakkaten yaaa mucxx kuzuma

    YanıtlaSil
  14. gülümse; dertsiz tasasız pek bi keyiflileri senin olsun canınm:)

    yeni hayat; malesef evlilik = paran var mı üstadım demek gibi bişey artık

    pembe mor alg; görcem senide görcemm :))

    fido; bizde tam tersiydi yani şöyle eşim sürekli şehir dışındaydı ama yinede herşeyi o halldedip hangisi olsun diye soruyordu bende şu olsun bu olsun diye seçiyordum :) diğer herşey senle aynı işte :))

    sewoocum; insan yaşayarak öğreniyor herşeyi ama herşeyi:)

    pinoscuğum; az kaldı sık dişini biticek :))

    hestia; atlattrımam :) benimde bi albümüm yok :)

    sonsuz dekorasyon; torun torbaya anlatacak hikaye çıkıyo ;)

    taranis; teşekkür ederim :) mütemadiyen birileri tarafından yaşanıyor olması ne ilginç :)

    bc; allah kolaylık versin o zaman şimdiden:)

    tubito: ben de özledim, genel gözlemlerim bunlar benim hiç yaşamayan bile kıyısından yaklaşıyo mutlaka :)

    YanıtlaSil
  15. ahahahah :))
    şimdi bu saçmalıkları x2 kere yaşadığımı düşünürsek, engin tecrübelerimle yazdığın her harfin doğruluğuna teminat verebilirim hacı abla :) bu gereksiz gergin, saçma, bol borçlu, bol şatafatlı, bol akrabalı ( ki ilk evliliğimde yoktu onlar, ikincide bir kayınbaba vardı kii !!!) sürec ançak bu kadar doğru,detaylı anlatılırdı! geri çekil öpücem izninle! emeğine sağlık olsun..

    size sonsuz mutluluklar..ve,
    hazır evlilik ayları gelmişken benimde evlenecek kızlara söylemek istediğim bişi var;

    kala kala o kel ve fodula mı kaldın!!? :P

    see yüüü :)

    YanıtlaSil
  16. Canım keyifle okudum yazını, bilgilendim, bilinçlendim.. Çok çok sağol.. Emeğine hayran bıraktın.. O kadar güzel yararlı bilgiler verdin ki,teşekkür ederim <3

    YanıtlaSil
  17. Çok uzuun ama çok da eğlenceli bir yazı olmuş, zevkle okudum :)
    Her durumu ve aşamayı çok güzel betimlemişsin, tebrik ederim. :)
    Sevgiler, mutluluklar..

    YanıtlaSil
  18. bende okudum sonuna kadar bilinclendirdigin icin tskler..Bizde suan dügün hazirliklari yapiyoruz ve dügüne 3 ay kaldi ama biz erkenden basladigimiz icin herseyi relax sekilde hazirliyoruz kafamiza göre :D kaynana anne baba vs dirdiri olmadan :)zaten byle olunca sorunda olmuyor :DDDD

    Mein Blog/Blogum

    YanıtlaSil

"kafan çok güzelmiş güle güle kullan"